Kayıtlar

2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kıyamet..

Resim
                                                          “KIYAMET .”             Kıyamet, ahiret, azap gibi kavramlara en çok vurgunun yapıldığı ayetlerin Mekke’de inmesinin hikmeti nedir? Bu durum dönemin hâkim din anlayışı olan Romalıların ve Yahudilerin gazap tarafı ile ön plana çıkmış, insana gazap etmekten, onlara acı çektirmekten zevk alan tanrısıyla İslam’ın rabb anlayışı arasında bir benzerlik olduğu anlamına gelebilir mi?              Bu sorulara net cevaplar verebilmek için o dönem Mekke’sinin sosyal, ekonomik ve ahlaki yapısına ve bunu destekleyen din anlayışlarına yakından bakılmak gerekir. Mekke döneminde kıyamete ve ahirete vurgu yapan, helak edilen kavimleri dile getiren ayetlerin iniş sebepleri, müşriklerin bundan ciddi anlamda rahatsız olmaları ve canhışar bir şekilde İslam’ın karşısına çıkmalarının sebebi iyi tahlil edilmeli. Aynı ayetlerin Mekke’nin diğer bir kısmına yansımasındaki zıtlıkta göz ardı edilmemeli. Çünkü birilerini bu kadar rahatsız eden a

TEBLİĞ AHLAKI

Resim
                                                                TEBLİĞ AHLAKI       “Sizi başıboş bırakacağımızı mı sanıyorsun” der yüce yaratıcı. İnsana yaratıldıktan sonra başıboş bırakılmayacağı, kıyamete kadar “mühlet verilen”   iblisin, “önüne, arkasına, sağına ve soluna kuracağı tuzakları” öğreten, varoluş gayesini hatırlatan bir vahiyle muhatap kılınacağı bildirilir. Sünnetullahı gereği bu vahyi elçileri aracılığı ile insanlara gönderir Yaratıcı. Bu yönüyle “elçi” denilince akla onların iki önemli yönü gündeme gelir. Tebliğ etme ve örnek olma. Bu iki husus peygamberliğin olmazsa olmazıdır. Peygamberlerde bulunan; sıdk, emanet, fetanet gibi şahsi duruşları tebliğ sürecinde ne kadar önemliyse, “mesajı nasıl ulaştıracağı” konusu da, süreci etkileyen önemli faktörlerden biridir.                            Görevi Rabbin kelamını insanlara ulaştırmak olan Peygamberler bu ağır yükün altında kalmaması için tabiî ki yalnız bırakılmamış, vahyi nasıl sunulacağı konusu da d

MÜRİDİN İRADESİ Mİ, İRADENİN MÜRİTLİĞİ Mİ?

Resim
      MÜRİDİN  İRADESİ Mİ,   İRADENİN MÜRİDLİĞİ Mİ?                                           Sosyal bir varlık olan insan yaşadığı zaman ve mekânın çocuğudur. Vahiy bu anlamda insanın yaşadığı çağa ve ortama ilahi bir dokunuştur. Vahiy, yatağında akıp gitmekte olan nehrin yatağını değiştirmez, sadece süreç içinde nehre karışan pislikleri temizler, ıslah eder. Başka bir deyişle İslam, toptan reddetmez zararlı olan şeyleri kapının dışına bırakarak, insanlık adına yapılan yürüyüşü aksatan unsurları ayıklar ilahi rotadan/fıtrattan sapmaları önler. Ama insan sürekli kapı dışına bırakması gereken şeyleri içeri sokmaya çalışır. Çünkü onlarsız kendini eksik ve korumasız hisseder.        7 ve 8.yy dan itibaren Arabistan sınırlarını aşarak batıda İber yarımadasına, doğuda Hindistan’a kadar sınırlarını genişleten Müslümanlar, birçok din ve kültürle tanıştı. Bölge halkları Müslüman olurken tüm tarihsel ve kültürel birikimlerini doğal olarak yeni dine taşıdı. Böyle olması yadsınmadı bil