GADRE UĞRAYAN KADİR..!
GADRE
UĞRAYAN KADİR..!
Gecelerimiz vardır,Türk
milletinin kıvrak zekasının da ürünü sayılabilecek, 7 den 70e, devletçe,
milletçe kutladığımız, bir koyup yüz aldığımız promosyonlu geceler. Bu geceler sadece ahiretimizi değil, dünyamızı da
ihya/ âbâd eder..TV'ler,GSM şirketleri,ağlayan ve ağlatan hocalar,yeşil popçu sanatçılar,bu maskaralıkların sponsorluğunu yapan belediyeler, kandil simitçileri vs. Kısacası kapitalizm,dinden de para kazanılabileceğini öğretmiştir ve "mümkün olsa da" sayısı beşten, ona çıkarılabilse denilebilecek kadar memnundur herkes..
Kadir gecesi
bir yönüyle diğer kandil gecelerinden farklıdır, çünkü Kuran’ın indiği gecedir ve bin aydan
daha hayırlıdır. “Muhakkak ki Biz,
O'nu, yani Kur'ân'ı, Kadir Gecesi'nde Biz indirdik.(Kadir:1) Ama bu gece ile kurduğumuz ilişki biçimi de diğerlerinden farklı olmadı ve yozlaştırılan din anlayışına ve kapitalizme kurban edildi. Artık
bu gecede, çok kazandıranlar listesine yerini aldı ve Ramazan atmosferinin avantajıyla da liste başı oldu..Camilerdeki doluluk oranı tıklımbu gecede zirve yaptı ama ters giden bir şeyin olduğu bu kimse dile getirmedi ya da getirmeye cesaret edemedi.Kadir gecesi Kur'an'ın indirildiği geceydi ama ortada "inen Kur’an" yoktu. Hoca cemaatini, cemaat hocasını,
patron işçisini, işçi patronunu,siyasetçi halkını, kısacası herkes birbirini aldatıyordu. Kur’an, "güzel ahlakı tamamlamak için" gelmişti ama ahlaksızlıklara delil olarak kullanılıyordu. Bireyi ve toplumu değiştirmek için gönderilen kitapla kurulan ilişki,bireyin ve toplumun
isteklerine, arzularına göre ya değiştirilmiş ya da askıya alınmıştı.
Bin ay, yani bir insan ömrü olan 70-80 yıla taalluk eden bir ömrü,
hayra tebdil etmek için gelen kitap, hayata indirilmeden hayra
vesilesi olması mümkün mü? Bir gecede kılınan, geceye özel namazlar, bu geceye mahsus
tesbihatlar, dinlenilen ilahiler mi, bu geceyi bin aydan daha hayırlı kılacak? ”Biz bu kitabı size öğüt için indirdik”
diyen bir mesaja rağmen ertesi gün hayat kaldığı yerden devam edecekse inen Kur'anın hayattaki anlamı ne ? Hayatı şekillendirmek
için inen bir kitap, eğer hayata yön vermiyorsa o kitap, inmiş sayılır mıydı sizce? M.Akif’in dediği gibi: “Müslümanlık nerede!
Bizden geçmiş insanlık bile… Âlem aldatmaksa maksat, aldana yok, nafile!”
Gerçekten bize, günümüz Müslümanlarına inseydi ve hayatımıza yön verseydi Kur’an, şu soruların cevabı ne olurdu sizce? Gelin bu gece öğrendiğimiz islamla birilerinin Müslümanlığını değerlendirmek yerine, kendimizi değerlendirelim bu ve buna benzer sorulara dürüstçe cevaplar verelim..
“Ve size ne oluyor ki Allah'ın yolunda ve Ey Rabbimiz! Halkı zalim olan bu kasabadan bizi çıkar ve katından bir velî ve katından bize bir yardımcı kıl (gönder)." diyen zayıf ve aciz erkekler, kadınlar ve çocuklar için savaşmıyorsunuz?"( Nisa 75) İslam dünyasının gözleri önünde İsrail Müslümanları kadın,erkek,çoluk çocuk demeden katleder,bu ayet ne ifade ediyor bizim gönül ve zihin dünyamızda. Biz donattığımız iftar sofralarında dakika sayarken, her bir dakikada açlıktan ve zulümden ölen onlarca Afrikalıya,Arakanlıya,Doğu Türkistanlıya tuttuğumuz orucun faydası ne?
"Onların mallarında isteyen ve istemeyen yoksullar için bir hak vardı."(Zariyet:19) Hangimiz vermediğimiz mallarda onların(fakirlerin) hakkı olduğunu düşünüyor acaba? Bu ayet orada dururken asgari ücretle çalıştırılan işçinin kazandırdıkları ile her yıl hacca giden bir zihniyet Kur'an bana da indi diyebilir mi acaba?
"De ki: "Rabbim adaletle
davranmayı emretti… "(Araf , 29) Adalet, her şeyin hakkını,
hak sahibine vermek diye tarif eder alimler.Kadir gecesine rağmen hala gündemimizi, din adına
birbirini öldüren zalimler,yalan söyleyen esnaflar,işçisinin emeğini sömüren patronlar,hak ve hukuku ihlal edilen insanlar oluşturacağına biz hala bu gecede kılınacak namaz ve kazanılacak hurilerin hesabını yapıyorsak burada bir adaletten söz edilebilir mi? Ama ne hazindir ki, adaletsizliğimize ve ahlaksızlığımıza Kur'an'ın kendisini alet etmede hiçbir beis görmüyoruz.
"Fitne (çıkarmak), (adam)
öldürmekten daha şiddetlidir kötüdür." (Bakara:191) derken,
bırakın Kafirleri bizim şerrimizden Müslümanlar bile emin değillerse bu dindarlığın anlamı ne?
"(O müşriklerden olmayın ki) onlar, dinlerinde fırkalara ayrıldılar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanırlar."(Rum 32) Burada bahsedilen müşrikler ama Müslümanım diyen bizlerin durumu çok mu farklı? Her gün birbirini tekfir ederek katleden,en hayati konularında bile bir araya gelemeyen bizlerin Kur’anın indiğini iddia etmesi ne kadar inandırıcı ve dürüstçe? Din adına dini, mezheblere, tarikatlara bölen, kendinden olmayana her şeyi yapmayı caiz gören, hak-hukuk nedir bilmeyen bu yobaz anlayışı bize Kur'an mı öğretti sizce?
Bu liste uzayıp
gider ,ama biz şunu bilmeliyiz ki,bu Kur’an ,insanlıktan çıkmış,şehvetinin
esiri olmuş,cahil bir toplumdan, Asrı saadet
toplumu üretmiştir yirmi üç senede.Ve bu Kur’an, bir harfi bile
değişmeden, bize kadar gelmiştir.İşte en can alıcı soruda burada yatmakta; acaba bu Kur’an, neden Asrı
Saadet toplumunu yeniden üretemiyor/üretmiyor yoksa bu çağa söyleyeceği sözümü kalmamıştı? Haşa ,o halde problemi, Kur’an’da
değil, bizim Kur’anla kurduğumuz ilişkide aramamız gerek (işimize gelmese de).Kur’an,kandil mesajları ile değil, kendisiyle
ilgilenmemizi,kitabına uydurulmasını değil,kendisine uyulmasını istemiştir her zaman. Yozlaşan
ve arsızlaşan bir toplumun kurtuluşu Kur'anın bugün ve hergün,
yeniden ve her birimize iniyormuşcasına inmesiyle ve bu Kur'an'ın, “kişiye özel” okumaya tabi tutularak,
hayatın ona göre belirlenmesiyle mümkün olacaktır. Kadir gecesinin ertesinde doğan fecirle birlikte hayatımızda bir selam/güvenlik oluşmuyorsa kadir bizim gadrimize uğramış demektir. Vereceğimiz bu karar Kadir gecesini tarihsel bir olay olmaktan çıkaracak,hayatımıza anlam veren canlı bir gerçeğe dönüştürecektir. Rabbim, Kur’anı yeniden hayatımıza ve
gönüllerimize indirsin.Bu duygularla Kadir geceniz mübarek olsun..(Veli KURT)
Yorumlar
Yorum Gönder